








|
||
| Burdur İçin Kırmızı Alarm! TMMOB’den Tarihi Çağrı: Burdur’da 1 Yıl İçinde Radikal Adımlar Şart! | ||
| Burdur İçin Kırmızı Alarm! TMMOB’den Tarihi Çağrı: Burdur’da 1 Yıl İçinde Radikal Adımlar Şart! | ||
| - Haberi | ||
![]() |
||
| |
||
13 Ekim 2025 tarihinde TMMOB Burdur İKK tarafından düzenlenen “Yaşanabilir, Sürdürülebilir ve Dirençli Kentler Sempozyumu”nun sonuç bildirgesi kamuoyuyla paylaşıldı. Bildirgede, Burdur’un deprem riski, su krizi, kentsel planlama, yeşil alanlar, yenilenebilir enerji ve kültürel sürdürülebilirlik başta olmak üzere birçok hayati konuda acil eylem planlarına ihtiyaç duyduğu vurgulandı. TMMOB Burdur İKK, yaptığı açıklamada Burdur’un geleceğinin ancak bilimsel temelli, disiplinler arası ve katılımcı bir yönetim anlayışıyla güvence altına alınabileceğini belirterek tüm kurumlara ortak hareket çağrısında bulundu. Bildirgede şu ifadelere yer verildi; "1. Yapı Stoku ve Deprem Riski Burdur kent merkezindeki mevcut yapı stokunda yapılan gözlemler, yumuşak/zayıf kat formasyonu, güçlü kiriş–zayıf kolon oluşumu, ağır kapalı çıkmalar, 40 yaş üzeri yapı yoğunluğu ve bitişik nizam yapılarda çekiçleme etkisi gibi risklerin yaygın olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum, olası bir depremde ciddi hasar riskine işaret etmektedir. 2000 yılı öncesi yapıların kentsel dönüşüm sürecine alınması büyük önem taşımaktadır. 2. Zemin ve Yapısal Güvenlik Tasarım spektrumlarının yerel verilere göre revize edilmesi, özellikle ZD zeminlerde sahaya özgü zemin büyütme eğrilerinin kullanılması önerilmektedir. 0,5–0,9 saniye aralığındaki rezonans periyotlarıyla çakışan binalarda sismik izolasyon sistemleri dikkate alınmalıdır. Okul, hastane gibi kritik tesislerde sismik izolatörler ve derin temel sistemleri zorunlu hale getirilmelidir. Aktif faylar çevresinde sakınım bantları oluşturularak yeni yapılaşmaya izin verilmemelidir. 3. Kentsel Yeşil ve Mavi Altyapı Kentte yeşil koridorlar, su yolları ve gölgelik ağaçlandırmalar artırılmalı; mavi ve yeşil altyapı planlamasıyla şehir iklimine uyum sağlanmalıdır. Bu alanlar, hem soğutma etkisi yaratacak hem de afet sonrası toplanma ve nefes alanı işlevi görecektir. 4. Kültürel Sürdürülebilirlik ve Kimlik Koruma Depremler yalnızca fiziksel değil, kültürel kimlik kaybı açısından da büyük yıkımlara yol açmaktadır. Bu nedenle: tarihî ve temsil niteliği taşıyan yapılar korunmalı, yeniden işlevlendirilerek kent yaşamına kazandırılmalı, yerel halkta “tanı–sev–koru” bilinci geliştirilmeli, meslek odaları ve akademisyenler farkındalık oluşturacak etkinliklerle kamuoyu bilincini güçlendirmelidir. 5. Ekolojik Denge ve Göller Burdur Gölü, kentin ekolojik ve sosyo-ekonomik sürekliliği açısından kritik önemdedir. Göl ekosistemini korumak için DSİ, SYGM ve yerel yönetimlerin teknik koordinasyonu zorunludur. Yerel halkın katılımı olmadan alınan kararların uygulanabilirliği sınırlı kalmaktadır. Tüm paydaşların iş birliği, göllerin sürdürülebilir geleceği için hayati önemdedir. 6. Yapı Kalitesi ve Denetim Geçmiş depremler göstermiştir ki; yetersiz proje, denetim eksikliği, malzeme ve işçilik hataları yapı hasarlarının temel nedenleridir. Bu nedenle Burdur’un geçmişte yaşadığı depremlerden ders alınmalı, deprem dirençli yapı üretimi bir zorunluluk haline getirilmelidir. 7. Kentsel Planlama ve Mikrobölgeleme Mikrobölgeleme çalışmaları tamamlanmalı, diri faylar paleosismolojik yöntemlerle tanımlanmalı, deprem master planı hazırlanarak, imar planları bu planla uyumlu hale getirilmelidir. Aktif fay zonları 1. derece doğal eşik alanı olarak tanımlanmalı ve yapılaşmaya kısıt getirilmelidir. 8. Kentsel Yeşil Alanlar Burdur kent merkezinde mevcut ve potansiyel park alanları bir arada değerlendirilerek entegre bir park sistemi oluşturulmalıdır. Bu yaklaşım, sürdürülebilir kent gelişimine katkı sunacak analitik ve veriye dayalı bir yeşil alan planlama modeli ortaya koymaktadır. 9. Su Kaynaklarının Korunması Burdur Gölü Eylem Planı çerçevesinde; sulamalarda su kısıtlaması ve verimlilik çalışmaları, alternatif su kaynakları araştırmaları, havza bazlı yönetim ve su kalitesi izleme sistemleri uygulanmalıdır. Yerel yönetimler, yağmur suyu hasadı ve gri su kullanımı konusunda halkı teşvik etmelidir. 10. Bina Risk Analizi ve Önceliklendirme Deprem riski analizlerinde bölgesel ölçekli hızlı tarama yöntemleri kullanılmalıdır. Öncelik, en riskli binaların tespiti, güçlendirilmesi veya dönüşümü olmalıdır. Amaç, “en kötü binaları belirle–dönüştür–diğerlerini peyderpey güçlendir” yaklaşımıyla can kaybını sıfıra indirmektir. 11. Mesleki Eğitim ve Denetim Kalitesi Demirci, kalıpçı, betoncu gibi ustalar sertifikalı hale getirilmelidir. Proje aşamasında TBDY 2018’in asgari koşulları değil, daha yüksek mühendislik standartları benimsenmelidir. Riskli yapı envanteri hızla çıkarılmalı ve acil öncelikli yapılar güçlendirilmelidir. 12. Yenilenebilir Enerji ve Kentin Enerji Dönüşümü Burdur’un güneşlenme potansiyeli dikkate alındığında, çatı tipi GES uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır. Hesaplamalara göre, Burdur kent merkezindeki binaların çatılarından il genelinin elektrik tüketiminin 69,6’sı karşılanabilir. Bu oran, ilçeler ve köyler dahil edildiğinde kentin tam enerji bağımsızlığına ulaşabileceğini göstermektedir. 13. Su Verimliliği ve Bilinçlendirme Halkın su tüketimi konusunda farkındalığı artırılmalı; kamu spotları, broşürler ve eğitim kampanyaları ile su tasarrufu özendirilmelidir. Yerel yönetimler, yağmur suyu toplama ve gri su kullanımını teşvik eden yönetmelikler geliştirmelidir. Genel DeğerlendirmeSempozyumun bütüncül değerlendirmesi, Burdur’un geleceğe hazırlanmasında bilimsel temelli, katılımcı ve disiplinler arası bir yaklaşımın zorunluluğunu ortaya koymuştur. Depreme dayanıklı, sürdürülebilir ve yaşanabilir bir Burdur ancak: planlama – mühendislik – denetim – halk bilinci zincirinin tamamlanmasıyla mümkündür. TMMOB Burdur İl Koordinasyon Kurulu olarak; yerel yönetimleri, kamu kurumlarını, üniversiteleri, meslek odalarını ve tüm vatandaşlarımızı “Depreme Dayanıklı, Sürdürülebilir ve Yaşanabilir Kent Burdur” vizyonu etrafında ortak hareket etmeye davet ediyoruz. Bu sadece bir davet olmaktan öte bu sempozyum ile önemli bir sonucu da artık göz ardı edemeyeceğimizi anlamış bulunmaktayız. Su yoksa yaşanabilir bir kentten söz etmek mümkün değildir. Bu açık sonuca rağmen yıllardır çözülemeyen su sorunu küresel ısınma ve vahşi su kullanımı sebebiyle iyice derinleşmiş ve neredeyse geri dönülemez bir noktaya gelmiştir. Bunun olmasının önlenebilmesi için acilen kurulların oluşturularak en fazla 1 yıl içerisinde bilimsel kurallar çerçevesinde eylem planı oluşturması ve bu planların bütçesinin ise acilen devlet veya özel fonlar ile karşılanması gerekmektedir. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde kalıcı olarak deprem ve su ile ilgili problemlerin çözüme kavuşması gerektiği sempozyum sonucunda elde ettiğimiz önemli bulgulardan bir diğeridir. Çözümün daha fazla gecikmesi geri dönülemez noktalara doğru ilerlemeyi kaçınılamaz hale getirecek ve yaşanamaz topraklarla karşı karşıya kalacağız. Çünkü kuraklık sebebiyle su kullanım politikaları ve içme suyu kaynağı sorununun çözülmesi ve altyapısının acilen yenilenmesi gerekmektedir. Bir diğer konu sulama politikasının havzanın durumuna göre acil eylem planı oluşturularak yapılması Tarım ve Hayvancılığın bu sulama planına göre ivedilikle revize edilerek teşvik edilmesi gerektiğidir. Bu sayede su kullanımı büyük ölçüde kontrol altına alınarak ekonomik zorlukların da önüne geçilebilir. İçme suyu kaynağı için ise içme suyu barajı kesinlikle gözden geçirilmelidir. Ayrıca yeni ve sürdürülebilir kaynaklar bilimsel analizler ile araştırılmalıdır. Deprem konusunda ise özellike yapı stoğunun bu 1 yıllık süre içerisinde çıkarılarak eylem planı içerisinde kentsel sağlamlaştırma ve dönüşüm projeleri ile ilgili fizibiliteler oluştururmalıdır. Halk ile bir araya gelinerek bu konular detayları ile anlatılmalı ve zaman kaybetmeden harekete geçilmelidir. Sempozyum sonuçları göstermektedir ki su ve deprem ile ilgili sorunlar önümüzdeki 5 yıl içerisinde çözüme kavuşmazsa ciddi sorunlar belki de afetler ile karşı karşıya kalacağımız açıktır. Herkesin birlik olup bilinçli bir şekilde bu önemli iki sorunu çözüme kavuşturması gerekmektedir. Yaşanabilir bir kentimizin olmasının tek yolu budur. Sonrasında ise sürdürülebilir bir kent tasarımı üzerine önümüzdeki 15 yılda eylem planları hazırlanmalıdır. Depreme dayanıklı kentlerin hazırlanmasında imar değişiklikleri yapılacaksa bu sürdürlebilir olmalıdır. TMMOB bünyesindeki tüm odaların 70 yılı aşkın tecrübe ve teknik bilgi birikimi bu sorunların çözümüne önemli katkı sağlayacağı unutulmamalıdır. Köklü gelenekleri, tarafsız ve bilimsel gelenekleri ile TMMOB Burdur İKK olarak bu sorunların çözümlenmesi için iş birliği yapmak ve kurumlar arası iletişimi sağlamak için çalışmalar yürütmek gibi görevleri üstlenebileceğini sempozyum ile göstermiştir. TMMOB Burdur İKK Kent Sempozyumunda ele alınan sonuçlar başlıklar halinde sıralanmış ve en önemli sonuçları ise tüm paydaşların bir araya gelerek siyaset üstü bir yapı oluşturarak harekete geçmesi için bir çağrı olarak kamuoyuna sunulmuştur." İmzacılar
|
||
|
||
| Etiketler: Burdur, İçin, Kırmızı, Alarm!, TMMOB’den, Tarihi, Çağrı:, Burdur’da, 1, Yıl, İçinde, Radikal, Adımlar, Şart!, |
|
|
||
|




